by Nina Simone’u bilirsiniz… Bilmeyenleriniz de vardır tabii. O nedenle boş durmadık, ‘bilenler bilmeyenlere anlatsın’ mottosunu uygulayarak; ‘derin sesli kadın’ hakkında bildiklerimizi sizinle paylaşalım istedik.
Kendisi bir devri sesiyle ve sessizliğiyle etkisi altına almış bir müzisyendir. Kendisi Nina Simone’dur. Kendisi hem caz hem sou hem de blues sanatçısıdır. Kendisi, tam bir efsanedir.
Kilise korosunda şarkı söyleyen bir çocukken, sesi kilise duvarlarını aşarak tüm dünyada yankılanmıştır. Sadece şarkı söylemek değildi mevzubahis; mevzu ırkçılığa karşı bir başkaldırıydı. Şarkılarına derin derin işledi ırkçılık ile ilgili yapılan kötü şeyleri. Öyle ki ‘Four Woman’ adlı şarkısında siyahi kadınların çektiği acılar ile hepimizin içini sızlattı.
Piyanonun tuşları üzerindeki mucizevi yeteneği, büyüleyici sesi ve insan hakları konusundaki üstün savunuculuk yeteneğiyle tam bir koruyucu melekti Nina. Çok yaşadı, çok gördü ve çok söyledi. Bıkmadan usanmadan şarkı söyledi. Eleştirdi, acıları anlattı ama umut dağıtmayı da ihmal etmedi:
“Yeni bir şafak. Yeni bir gün. Yeni bir hayat benim için. Ve kendimi çok iyi hissediyorum.”
İşte bu efsanevi hayatın, Nina Simone’un hayatının, biyografik bir film ile 22 Nisan 2016’da vizyona girmesi planlanıyor. Umuyoruz ki ülkemizde de aynı tarihte vizyona girecek ve sinema salonundan Nina’nın büyüsüyle ayrılacağız.
Nina Simone’u, Zoe Saldana’nın oynaması birçok eleştiriye neden olmuştu. Simone hayranları, Zoe’nin ten renginin Nina kadar koyu olmadığını söyleyerek sosyal medyada sağlam bir eleştiri kazanı oluşturmuşlardı.
Buna rağmen projeden de başrol oyuncusundan da vazgeçilmedi ve yaklaşık 1.5 ay sonra beyazperdede Nina’nın hayatını izleme şerefine nail olacağız.
O zamana kadar fragman ile yetinelim deriz biz.
