Serinletici Sinema Kulübü, edebiyat dünyasından beyaz perdeye uyarlanan muhteşem bir yapıt ile gözlerinizi kamaştıracak. Haftanın filmi ‘The Great Gatsby’, görkemli Amerikan rüyasının karanlık ve o kadar da ihtişamlı olmayan yanını gözler önüne serecek.
Yüzlerce soru…
Herkes onu konuşuyor, herkes ondan bahsediyordu. Peki ama Jay Gatsby kimdi ve nasıl böylesine muhteşem partiler veriyor; nasıl bu denli bir zenginlik içinde yaşıyordu? Bu hayata nasıl sahip olmuştu. Merak edilecek yüzlerce soru vardı Gatsby ile ilgili. Bir yazar olmanın hayalini kuran Nick Carraway, gizemli Gatsby’nin peşine düşmeye ve kim olduğu gerçeğini bulmaya kararlıydı.
Şeytan tüyü!
Nick, sonunda Gatsby ile karşılaşmıştı. İçkilerin şelale gibi aktığı, maskelerin çıkarıldığı bir partide tanışmıştı Jay Gatsby ile. Ve bu adamdan ilk görüşte etkilenmişti. Şeytan tüyü var denilen tarzda bir adamdı Jay, herkesi kolaylıkla kendine çekiveriyordu. Fakat Nick yakın zamanda öğrenecekti ki Jay Gatsby’nin herkes ile alakası yoktu. Onun ilgilendiği tek bir kişi vardı: Daisy…
Yıllanan hayaller…
Daisy, Jay’in unutamadığı gençlik aşkıydı. Onların arasına önce toplumsal statüler sonra da savaş girmişti. Yıllar, Jay Gatsby’nin aşkından hiçbir şey götürmemişti; tam tersi hayat amacı Daisy’e ulaşmaktan ibaretti. Onu görmek, gözlerinin içine bakmak, aşkını itiraf etmek, birlikte mutlu sonu düşlemek… Jay yıllardır bunun hayalini kuruyordu.
İstediği olacaktı. Sahi olacak mıydı?
Daisy’nin dikkatini çekebilmek için gizemli bir hale bürünmüş, elde ettiği zenginliği sevdiği kadına ulaşabilmek için har vurup harman savurmuştu. Sonunda istediği olacaktı. Daisy tam karşısında duruyordu. Gözlerinin içine bakıyor ve evli olduğunu söylüyordu. Jay Gatsby için bu bir engel değildi, yıllar yılı arzuladığı ve için için aşkla yandığı kadını bulmuşken evli olmasının ne önemi vardı ki? Ne de olsa Daisy de onu unutamamıştı ve kocasından ayrılıp Jay’e dönecekti…
Kusur(suz)…
Böylelikle Jay ve Daisy gizli bir yasak ilişkiye yelken açtılar. Engeller ortadan kalkmıştı artık. Bir de kocasından boşandığı an her şey kusursuz olacaktı. Fakat kabul etmek istemese de Jay sonunda acı gerçeklerle yüzleşmek zorundaydı. Daisy, kocasından asla boşanmayacaktı. Onunla evli kalacak, Jay ise canı sıkıldığında onu bekleyen heyecan dolu aşığı olacaktı.
Tadı kaçmıştı.
İstediği kadını elde edememiş olmak Jay Gatsby’i umutsuzluğa sürükledi. Görkemli partiler son buldu önce, sonra da hayalleri… Etrafındaki herkes tek tek terk etti onu, hakkında yalan yanlış dedikodular çıktı. Kimse gerçeğin peşine düşmedi, ne de olsa eğlencenin tadı kaçmıştı; artık yeni bir eğlenceye ihtiyaç vardı.
Ürkütücü yalnızlık…
Umutsuzluk Jay Gatsby’nin damarlarında gezinirken artık kabullendiği saf gerçek, onunla dış dünya arasına kalın duvarlar örmüştü. Şaşaanın yerini ürkütücü bir yalnızlık almıştı. Dahası Daisy ellerinden uçup gitmişti. Kurduğu düşler yalandı. Yine sığlık, bencillik, acı gerçeklik kazanacaktı. Bunu görmektense ölmeyi yeğlerdi. Ölmeyi yeğledi…
İyi seyirler…
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Fragman: