Dağınıklık doğamızda var!

Share

Dağınıklık onların doğasında var. Eşyalarını toplayamamaktan ve düzenli olamamaktan ne kadar şikâyet etseler de yaşam alanlarına hâkim olan kaosu kontrol altına bir türlü alamıyorlar. Peki, bu düzensizliğin altında yatan nedir?

45 yaşındaki Cem’in evinde kıyafetler öyle yığılmış bir haldeki yatağına ulaşması mümkün olmuyor. Mutfak tezgâhı yıkanmamış bulaşıklarla dolu, evin farklı yerlerine yığılmış evraklar da cabası. Cem neredeyse her gün evde kaybolan kredi kartını arıyor ve sonra en olmadık yerlerde buluyor. “Dağınıklığım bana pahalıya mal oluyor; üyelikliklerim iptal edildi, yüklü bir vergi ödemek zorunda kaldım, elektriğim kesildi…”

Büyümeyi reddedenler

Dağınıklığın sebebi genelde çocuklukta yatıyor. “Annemin düzen takıntısı vardı. Evin her daim düzenli olmasını istemesi benim dengemi bozdu. Buna isyan etmek için dağınık biri oldum” diyor 28 yaşındaki Mergim. Dağınık insanlar düzen ve temizliğe dair yerleşmiş toplumsal kurallara karşı gelirler. Çünkü bu, onlara ebeveynleri tarafından devamlı tekrarlanan “Odanı topla” buyruğunu hatırlatır. Yaşam alanlarını düzenlemekte yaşadıkları zorluklar bu kişilerin büyümeyi ve yetişkinlerin hayatına adapte olmayı bilinçsizce reddetmelerinden kaynaklanır, tıpkı faturaları zamanında ödeme sorumluluğunu üstlenmemeleri gibi. Psikolog Maryse Vaillant şöyle diyor: “Dağınıklık, çocukluktaki bağımlılık halinin devam ettiğine de işaret edebilir. Üstü kapalı olarak birilerinin arkamızı toplamasını, bizi idare etmesini bekleriz.”

cluttered home interior ile ilgili görsel sonucu

Bencilliğin farklı bir formu

Dağınık kişinin yaşam alanının bu halinden haz alması, var olduğunu kendine kanıtlama ve bilinçdışında yaşadığı ölüm korkusunu yenme isteğinden de kaynaklanıyor olabilir. Dağınık insanlar dağınıklıklarıyla iz bırakmak, hayal güçlerini ve hatta bencilliklerini özgür bırakarak yaşadıklarını hissetmek isteyebilirler. 36 yaşındaki Nazlı şöyle diyor: “Eğer arkadaşlarım dağınıklığımdan hoşlanmıyorsa, evimi toplayabilirler veya çıkıp gidebilirler.” Başka bir deyişle, “Beni olduğum gibi kabul etmelisiniz” demiş oluyor. Maryse Vaillant, “Bu kişiler, evlerini misafir ağırlamaya uygun hale getirmekle uğraşmazlar, saygı göstermek veya sosyalleşmek için çaba sarf etmezler” diyor. Ailemizle yaşarken dağınıklıktan vazgeçmemek, kendimize ait alana vurgu yapma isteğinden kaynaklanır. Psikanalist Alberto Eiguer ise çiftlerin aynı evi paylaşmasına değinerek, “Beraber yaşanılan alanda çiftlerden birinin dağınık olması, bilinçsizce diğerine yaşama alanı bırakmaması anlamına gelir” diyor.

Ä°lgili resim

Kaygı halini aşamayanlar

46 yaşındaki Meryem şöyle diyor: “Boşandıktan sonra depresyona girdim. Yaşadığım daire iç dünyamı bire bir yansıtmaya başladı; dağınık ve düzensiz.” Kaos içinde yaşamak, kaygılarımız ve geçmişimiz tarafından ele geçirildiğimiz anlamına geliyor olabilir. Alberto Eiguer, “Bazı kişilerin eşyalarla büyülü bir ilişkisi vardır. Eğer eşyalarını toplarlarsa, sanki manevi değerleri zarar görürmüş gibi düşünürler” diyor. Ancak gerçek şu ki yaşam alanını düzenlemek, şimdiki zamanı daha iyi yaşamak için alanı ve içindeki enerjiyi özgür bırakmaktır.

psychologies.com.tr

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...